12 Mart 2016 Cumartesi

Gittim, Okudum, İzledim ~ Şubat 2016

Rica ediyorum nazar değmesin, her ay yazabileyim böyle. Bir de hala daha blog temasını değiştirsem mi?

Nbr?
Büyük bir hevesle kendime ödev verdiğim, ay ay gidip gördüğüm, okuduğum, izlediğim şeylerden en çok beğendiklerimi sana anlatma olayına tembellik yapmadığım için mutluyum. -Ne uzun cümle oldu.-
Aslına bakarsan şubata pek güzel başlamamıştım. Hayat her zamanki gibi "her şeyin her zaman benim planladığım gibi gitmediğini/gitmeyeceğini" çaaat diye göstermişti. Neyse. Kozmos başka dert sorun vermesin, her şey bir şekilde hallolur diyip önüme baktım. Lafı uzatmadan sana şubat ayını anlatayım.

Gittim: 7GR
Mekan fotoğraflamayı pek beceremiyorum, genel itibariyle çekiniyorum. Bakalım bu tutukluğumu nasıl yeneceğim. :)
Şimdi internetten bakınca Antalya'da da bir şubeleri olduğunu gördüğüm bu tatlış kahveciye ilk şubatta gidip çektiğim fotoğrafları bulamayınca pazar günü uğradım. Beşiktaş'ta son 1 yılda +20 kahveci açıldığını belki biliyorsundur. Sevdiğim birkaç tanesinden biri de 7gr. Hem kalabalık olmuyor kafanı dinleyip rahatça sohbet edebiliyorsun, hem kahveleri inanılmaz güzel hem de çok güzel şarkılar çalıyor.
Beşiktaş'ta sakin kafayla kahve içmek isterseniz muhakkak uğrayın.
Romantik -ve hamile- minnoşu sevmeyi unutmayın.

Okudum: BİZİM BÜYÜK ÇARESİZLİĞİMİZ.
Şubat ayında aslında okuduğum bir kitap daha var ama ben bu kısımda Bizim Büyük Çaresizliğimiz'den bahsedeceğim.
Sevdiğim yazarların tüm kitaplarını okumaya çalışıyorum. Barış Bıçakçı'da bunlardan bir tanesi. Barış Bıçakçı incecik kitapları, naif kelimeler, güzel cümleleriyle insanın içini huzur dolduran güzel yazarlardan. Benim kendisiyle tanışmam ilk olarak Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra kitabıyla olmuştu.
Bizim Büyük Çaresizliğimiz, filmi de çekilen bir kitap ve bu kadar geç okumak belki de benim ayıbım, bilemiyorum. Kitap iki sıkı dost olan Ender ve Çetin'in yakın arkadaşlarının kız kardeşi olan Nihal'e ev sahiplikleri yaptıkları dönemde aşık olmalarını anlatıyor. Ender aradan 2 sene geçmiş olmasına rağmen (2 sene diye aklımda kaldı.) Çetin'e kendini anlatma gereksinimi duyuyor ve hem o günleri hem de eski yaşadıklarını anlatarak o zamanki ruh halini anlatıyor. En yakın arkadaşına bir günah çıkarmayla eski platonik aşka olan özlemi anlatan benim için Barış Bıçakçı'nın en zayıf kitabı. Ha dersen ki önermez misin kimseye tabii ki öneririm ama benim elimde 167 sayfalık bir kitap 20 gün süründü. Okuduğum diğer kitapları su gibi akarken bunun bu kadar uzun sürmesi galiba benim hikayeye bağlanamamamdı.

Son dakika çekilmiş fotoğraf.
İzledim: PEAKY BLINDERS
Her ay bir filmden mi bahsetmem mi gerek bu kısımda bilemiyorum ben sana bu sefer bir mini diziden bahsedeceğim.
İngiliz kültürüne, aksanına, taşına-toprağına, gelmişine geçmişine ne kadar hayranım biliyorsun. Sevdiğin önerdiği bu diziye şubat ayında başladım. 1920'lerin başında Birmingham'da geçen bir mafya/gangster dizisi.Dizinin kahramanı Cillian Murphy. Kavga gürültülü, kanlı dizilerden hoşlanmıyorsanız belki sevmeyebilirsin ama görüntü kalitesi, o zamanların kıyafetleri, İngiltere'nin o kapalı havası o kadar güzel ki ilk bölümden itibaren insanı sarıyor. Ayrıca dizide inanılmaz güzel müzikler çalıyor. Klasik İngiliz dizileri gibi sezonlarında az bölüm var. 3. sezon onayını da almış ve sanırım eylül-ekim gibi başlayacak.

İzleyin be.


Benim 2016 Şubat ayım bu şekilde geçti. Bu kadar geç yayınladığıma tabii ki şaşırmıyorum.
Sen şubatta neler yaptın? Bana önerebileceğin neler var?
Öptüm

1 yorum:

  1. O kitabı biliyorum ama okuyasım gelmiyor galiba... :)
    Neyse, ben de beklerim Kafa'ya! :)

    YanıtlaSil

Üşenmeyip yorumladığın için teşekkürler. (: