29 Aralık 2012 Cumartesi

sevgili günlük vol.17 - günü birlik yolculuk ne kadar yorucu olabilir ki?

Nbr?
Ben yorgunum valla.
Enteresan bir şekilde yorgunluğumu atamadım ve ben kendimi her bu kadar yorgun hissettiğimde hasta olurum.
Yılbaşı arifesi hasta olmak istemiyorum of hayır!
Her gün sana gelmek, seninle konuşmak iyi geliyor.
2akşam konuşmadık ya birikti gibi hissediyorum.


Perşembe gecesi sırtımda çantam ile yollardaydım.
Çantayı hazırlamak zor da olmadı. Hatta Canon'u yanıma almayacak olsaydım belki sadece kol çantamla giderdim ama iki iki çanta -hep fotoğraf makinesi hem benim çantam- ile yürümeyi sevmiyorum.
Yanıma alacakların tüm tikleri tamamlandıktan sonra annemle vedalaşıp önce derse sonrasında Aylinime gittim.
Dersi dinleyemedim. Gözüm sürekli saatimde. Sürekli kendime daha vakit var diyip durdum ama bastırmadığım bir heyecan ve mutluluk vardı.
Yolculuktan önce Aylinim görmek iyi geldi. Heyecanımı bir nebze olsun attım sanki.
Neden bu kadar heyecanlandın diye sorma inan ben de bilmiyorum.
Sonrasında gece 1buçukta Ankara otobüsü.
Yol boyu uyu-uyan, yola bak-kork, şarkıyı değiştir modunda geçti.
Tekli koltukta olduğum için rahattım ama gene bir hata yaptım ve ilk sıralardan bilet aldım.
İlk 3 sıra benim kabusum resmen.
Gözüm sürekli yolda oluyor, korkuyorum şimdi çarpıcaz diye panikliyorum.
O anlarda hiç hoş değilim cidden.
Sonrasında 7buçukta orada olacak denilen otobüs 6buçukta Aşti'de oldu.
Ekspres hat değildi! Yolda bir de yarım saatlik mola da vermiştik.
Bütün yolcular gibi bende şok oldum.
Buna sevinenler vardı ama benim gibi yemin törenine gidecek olan aileler ne yapacağını bilemedi.
Hafızın ailesiyle 8gibi Aşti'de buluşacaktım. Tüm planlarımı ona göre yapmıştım. Otobüsten indikten sonra yarım saat benim için yeterli olacaktı kahvaltı ve diğer hazırlıklarım için. Sonrasında zaten direkt Etimesgut'a gidecektik ama ama ama!
Sabahın 6buçuğunda gözüme ilk görünen yere girdim. Kahvaltımı yaptım. Tek başıma değil kahvaltı yemek yemek bile benim için o kadar zor ki. Bir de sabahın köründe mıymıntı bi halde atıştırdım bir şeyler. Vakit öldürmeye çalıştım pek olmadı, sonra gittim makyaj yaptım en hafifinden.
Sağ olsun cildim aşırı heyecan ve stresten patlama yaşadı. 2-3 sivilce yolda bana eşlik etti!
8de gelen hafızın ailesiyle birlikte Etismesut yollarına düştü.
-Abisi ve annesiyle daha önceden tanışmıştım. Sana anlatmadım. Ama dün babasıyla da tanışınca domates şeklinde dolaştım.-
Kocaman bir alandaydı askeriye.
Zaten dünyanın ya da Türkiye'nin -tam emin değilim.- en büyük tümeniymiş.
Belli zaten!
Oradaki ayrıntılara girmeyeceğim ama tören 1 saat, hafızın tüm işlerini halledip bizimle buluşması 2 saat sürdü!
Bekle bekle askerler gelmiyordu o durum cidden can sıkıcıydı!
Gelincede zaten...
O kadar asker o kadar çok aile. Bendeki duygu patlamasını tahmin edebiliyorsundur.
Sonrasında aldık hafızımı, nereye gitsek diye düşünürken -ve hiçbirimiz Ankara'da bir yer bilmiyorken- dedik en iyisi Ankamall'a gitmek.
Dediğim gibi hem yer bilmiyoruz hem ben acaip üşüyordum.
Yemek yedikten sonra bir şeyler içmek için Mudo Cafe'ye geçti. Güzeldi gayet.
Yorgunluk ve uykusuzluktan 1dakika kadar oturduğum yerde daldım! Etraftaki tüm sesleri, tüm muhabbeti duyuyorum ama gözlerimi dinlendirmem lazım biliyorum Allah'm napcam derken dur 2saniye gözlerimi kapatayım en iyisi, düşüncesi 1dakikalık içimin geçmesine neni'nin (neni Gürcüce anne demek ve hafız annesine Neni diyor.) bırak kızı uyusun zaten çok yorgun cümlesini duymama sebep oldu. Tabi ben o an, ""Yok ben uyumuyorum ya gözlerimi dinlendiriyorum." dedim ama çılgınlar gibi utandım.
Sonrasında neni hafızın babasını ve abisini hadi biz biraz dolaşalım diye aldı ve başbaşa kaldık.
İnanır mısın ne konuştuk neler anlatabildim bilmiyorum o kadar kısacık geldi ki bana.
Ailesi var diye utandığımdan sarılamamıştım, kocaman sarıldım ve buna ne kadar çok ihtiyacım varmış bir kez daha anladım.
O yokken olanları, sana anlattıklarımı, arkadaşların son durumlarını tek tek anlattım.
Her gün yazdığım mektupları da verdim. Çok mutlu oldu.

Sonrasında saat 5e doğru kalktık.
5de Etimesgut'ta buluşmak üzere SahteHesap'la sözleşmiştik. Oraya gidip de onu görmeden gelmek olmazdı.
Sonrasında 5buçuk ekspres otobüsüyle geri dönüş.
Ağlamadım zırlamadım ya bakma öyle!
Ama bundan 2sene önce 2010 ekimde İstanbul'dan kaçarcasına gittiğim 1 hafta kaldığım, her uyandığım gün küfür ettiğim sevmediğim şehir onu gördüğüm andan itibaren kendini sevdirdi bana.
Barıştık Ankara'yla.

Sonrasında hafız bugün öğlen uçağıyla Ankara'dan Erzincan'a uçtu.
Anlayacağın aklım şimdi Erzincan'da.

-----

Bugüne gelirsek.
Bıraksan tüm gün uyurdum ama olmadı işte.
Yorgunluktan deli gibi somurtan beni kargo karşıladı.

bilerek bulanık çekilen fotoğraf. :)


Güzeller güzeli Merve'nin çekilişine katılmıştım. Pek ümidim de yoktu açıkcası ama kazanan ben olunca çok sevindim çünkü hediyeler,

:)

bunlardı! Özellikle o ojeleri arayıp da bulamadığım için deli üzülüyordum. Hangi Gratis'e sorsam o koleksiyon artık bitti elimizde kalan ürünlerini satıyoruz diyorlardı. Ve ben ne o ışıltılı pudrayı ne ojeleri bulabiliyordum. Allığı ise bir yerde görmüştüm ama kırıktı başka bir Gratis'te ise son dakika almaktan vazgeçmiştim bu çok kırmızı kullanamam diye.Bu arada ben simli oje sevmezdim yakın vakte kadar sadece 1-2 tane ışıltılı ojem vardı sürmezdim bile son birkaç aya kadar ama şimdi elim direkt böyle ojelere gidiyor ee bi de yılbaşı konseptine çok uygunlar! Nasıl beğendim anlatamam! Allık sandığımdan çok daha hafif, ışıltılı pudra ise süper süper. Ama itiraf ediyorum en çok bayıldığım makyaj çantası oldu! Podufuk pofuduk ve tam çantama atmalık. Kocaman makyaj çantalarını sevemiyorum ben.

Yuh amma konuştum ben!
Başın şişmedi inşallah.
Aslında anlatmak istediklerimin 10da1ini anlattım sana.
Ankara'da olan Ankara'da kalsın mantığını işliyorum. Sana güvenmediğimden değil de... NAZAR! (:

Ben şimdi yatıp yuvarlanmaya devam etmeye gidiyorum.
Sen bunları okuyunca ses et.
Çok konuşmuşsun bu kadar uzatma diye ya da aynen devam de ki yolumu çizeyim.
Öperim.


2 yorum:

  1. Nedense bi tek ben bişey kazanamıyorum şu çekilişlerden :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şans işte.
      Ben de kazanamazdım ama bu çekilişten kazandım.
      Bu çekiliş bana bu hediyelerden daha çok Merve'yi kazandırdı açıkçası. Çok iyi bir arkadaş edindim. :)

      Sil

Üşenmeyip yorumladığın için teşekkürler. (: