11 Haziran 2010 Cuma

Sevgili günlük. vol.6 okul bitti.

İki haftadır elimi bile süremedim bloga öyle yoğun öyle beter bir final haftasıydı ki. Diğer finallerden kötü yanı son final haftamız olmasıydı. Kocaman bir iki sene bitti.
Olaylar, sorunlar, dertler, depresyonlar en komik olaylar derken bitti be abi.
Şuraya ilk geldiğimde planladıklarımın hiç biri olmadı.

Buraya blogu ilk açtığım zamanlarda birazcık sitemli birazda çemkirerek bahsettiğim şizo'yla birlikte geldik. Kendisi 2 buçuk senelik arkadaşımdı hatta ve hatta en yakın arkadaşımdı. ÖSYM sağ olsun ikimizi buraya yerleştirdi. Hem de aynı sınıfa hem de sıralama alt altta bir halde. Biz ikimiz buraya geldik Ç kaldı İstanbullarda. Planımız şizo bir eve çıkacak Ç'de buraya gelecek ona bir iş bulcaz ve onu össye çalıştırcaz. OLDU MU ? Tabi ki olmadı.

Planlarımın arasında Ç'yle çıkmak hiç yoktu. O benim bir tanecik kuzum, zamanla daha da yakınlaştığım dostumdu. Ama şimdi bir tanecik sevgilim, ruhum.

Planlarımın arasında süpersonik bir ortalama getirmek vardı. Olmadı. Dönem dönem girdiğim depresyonlar sonrasında da "ben bunu zaten biliyorum yaa." demelerim yüzünden hiç bir sınava "çok" çalışmadım. Düzgün notlar aldım mı ? EVET. Ama ortalama o kadar da abartılacak kadar iyi değil.

DGS (dikey geçiş sınavı) her gün düzenli bir şekilde hazırlanacaktım. Hiç ara vermeden beklemeden bir üniversiteye girmeye çabalicaktım. Heh, daha sınava var, ama ben dediğim gibi düzenli bir şekilde çalışmadım. Sanırım bu sene pek de istediğim gibi olmayacak.

Bu sene fotograf kulubüne girip istediğim makinalardan birini alıp hocalarımızdan birinin sergisine ben de birkaç fotografla katılacaktım. Oldu mu ? Hayır. Ne istediğim makinayı aldım. Elimdeki saçma sapan digitalle çekim çalışması bile yapmadım. O kadar küstüm. İstemiyorum.

Buraya alışmayacaktım. Tekirdağ'a hiç bi şekilde alışmayacak veda günü geldiğinde arkamı dönüp gidecektim... Bak bunu da hala yapamadım. Son bir kaç günüm... Gitmek istemiyorum.

Her ne olursa olsun burada hiç kimseye gözümü kırpmadan inanmicaktım. Bu da olmadı.

Bugün o vedalaşma faslında ağlamayacaktım mesela. Onu hiç yapmamalıydım hayır. Sen o kadar git. Son gün diye olabildiğince cici şekilde ( ne alakaysa herkesin aklında böyle cici kalayım mantığıyla ) gittim okula. Sınava sanki son sınav değil diye lay lay lon şekilde geçirdim. Sınav çıkışı o sarılmalar vedalaşmalarla başladım ağlamaya. Bok vardı sanki.

Ama ama ama en kötüsü de kimileriyle "geldik gidiyoruz, kendine iyi bak arkadaşım." diyip elimi uzatmayacaktım. Elim havada kalmadı ama belki tek bir kelime duymayacak kadar da kötü bir insan değildim.

Aşkları, dersleri, kavgaları, sorunları, vizeleri, sınavlarıyla kocaman iki sene bitti. 4 sene olsaydı buradan ayrılırken bu kadar üzülür müydüm bilmiyorum. Şuraya küfür ederek geldiğimi ve giderken de küfür edicem dedim ama hiç de umduğum gibi olmuyor galiba...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Üşenmeyip yorumladığın için teşekkürler. (: